* *
* *
Mesajlar
+ Dikte I
+ Dikte II
+ Dikte III
+ Dikte IV
+ Dikte V
+ Dikte VI
+ Dikte VII
+ Dikte VIII
+ Dikte X
+ Dikte XI
 -  Dikte XII
+ Dikte XIII
+ Dikte XIII-10
+ Dikte XIII-9
+ Mesajlar nasıl okunmalı/dinlenmeli
+ Mesajların ses kayıtları
* * *
+ 23 sayı Dispenzasyonu
+ Duaya Davet
+ Karmik Kuruluna Mektuplar
+ Kitap
+ Meryem Ana'nın Lütuf Saati
+ Rozari
+ Ruhsal Geliştirme Metodları
+ Tanrısal Benlik Şeması
+ Yeni Dünya’ya giden Yol
+ Yıl sonunda inen Karma
Haber bülteni
Site Hakkında Bilgilendirilmek için Gazetemize Katılınız.
Katıl
Çık
484 Katılımcılar
Bize yazın
İletişim Adresim Nesrin Hacıoğlu  Webmaster
Favorilere Ekle  Bookmarks
Bu Siteyi önerin  Arkadaşınıza önerin
mobile Version   mobile Version
Ara




 1348296 Ziyaretçi

 7 şu An Bağlı

Dikte XII - .. 14.06.2010

 
Sizlere gezegendeki durumu değiştirecek olan yolu gösteriyoruz
 
Atina Pallada
14 Haziran 2010
 
BEN Atina Pallada.
 
Son buluşmamızdan bu yana zaman nasıl da çabucak akıp geçti. Ve işte tekrar Karmik Kurulun toplantısının arifesindeyiz.
 
Bu toplantı her yıl iki defa gerçekleşiyor ve yaz ile kış gündönümlerinde başlıyor. Bu zaman süresince, bir önceki toplantıda planlanan işlerin ne ölçüde yapıldığını özetliyor ve ilerisi için planları kararlaştırıyoruz.
 
Bu kez planlarımızı size duyurmak için acele etmiyoruz. Çünkü insanları daha önce bu etkileşim sürecine katılmaları için ne kadar uğraştıysak da başarılı olamadık. Bu yüzden bugün, planlarımızla ilişkili hiçbir şey hakkında konuşmayacağım.
 
Çok yakında her şeyi kendiniz göreceksiniz. Ve ümit ediyorum ki; Yüce Merkez Güneşi, planlarımızın gerçekleşmesi için bize destek olacaktır.
 
Biz olayların çabuk gelişeceğine ve bilincin şimşek hızında büyüyeceğine inandık. Ve bu mümkün olabilirdi. Şimdi ise astrolojik durum değişti. Ve bizim eylemlerimiz, bununla tam bir uyum içinde olacak.
 
Şimdi ise sizin için çok daha önemli ve anlaşılabilir bazı şeylere değinmek istiyorum.
Özellikle de sizlerle etkileşimde olduğumuz süreci, sizi kuşatan çevreye karşı duyarlılığınızla ilişkilendirerek tartışmak istiyorum. İnsanlığın doğaya karşı kontrolsüz ve yağmacı tutumuyla ilgili gidişatını bir an evvel değiştirmesi gerekiyor. Doğayla ilişkilerin uyumlaştırılması, insanların yaşamlarını yeni bir seviyeye yükseltecektir. Çünkü açgözlü bir tutumla kullandığınız enerji aslında her yerdedir. O sizin aracılığınızla akıyor. Ve bu enerjilerden faydalanmanızı engelleyen tek şey bilinç seviyenizdir.
 
Kendinizi düzene soktuğunuzda ve doğanın güçleriyle uyum içine girdiğinizde, bu güçler size itaat eder ve onları yönetebilirsiniz.
 
Sevgili İsa, enerjinin kontrol edilebilirliğini madde üzerinde göstermiştir. Ve sergilediği mucizeler, O’nun içsel başarıları sayesinde mümkün olmuştur.
 
Elbette ki, sizin yaşam tarzınız mükemmel olmaktan oldukça uzak ve sizler, kendinizi ve çevrenizdeki her şeyi bir düzen içine koyana kadar, dört kozmik gücü kontrol altına alamazsınız.
 
İnanın bana, dünyada akla uygun bir şekilde var olabilmek için o kadar makinaya ve mekanizmaya ihtiyacınız yok. Her şeyin biraz daha akıllıca, ahenkli ve basit bir şekilde düzenlenmesi gerekiyor.
 
Doğayı zorlamak yerine onunla işbirliğine girdiğinizde, doğal süreçleri yenmek için harcadığınız enerji, hayatınızı kolaylaştıracak keşifler şeklinde size geri dönecektir.
 
Daha duyarlı olmanız gerekir. Yeryüzünde sizinle beraber var olan ve hiç önem vermediğiniz yaşama karşı daha duyarlı olmalısınız. Elemental yaşamdan, doğanın ruhlarından bahsediyorum.
 
Tek yaptığınız onların işini sürekli engellemek. Oysa onlarla işbirliği yapmanız gerekiyor. Böylece, görünmeyen dünyanın binlerce yaratığı size yardım edebilecek ve sizinle ilgilenecektir. Oysa şimdi, insanları görür görmez, panik içinde kaçışıyorlar.
 
İlahi Dünya’yla içsel uyumunuz ve uygunluğunuz mevcut durumunu düzeltebilir.
 
Bütün insanların, elemental yaşamla böyle bir işbirliği kuracaklarından pek te emin değilim doğrusu. Yine de, genç neslin doğayı dinlemeyi ve görünmeyen yaşamı gözlemlemeyi öğrenmelerine yardımcı olmak gerekiyor.
 
Dağlarda, tarlalarda ya da ormanlarda olmanız fark etmez, meskun yerlerden epeyce uzaklaşırsanız, görünmeyen varlıklar sizi her yerden, her çalının arkasından izlerler. Hayatında hiç insan görmemiş olanları, çok meraklılar, size yaklaşabilirler ve hatta dokunabilirler bile. Elementallerin varlığını hissedebilmek için özel bir hassasiyet gerekiyor. Bu yaratıklar elementlerine göre farklılık gösteriyorlar ve onların arabuluculuğuyla ateş, hava, su ve toprak elementlerini kontrol edebilirsiniz.  Ancak bu yaratıkların sizin için barajlar ya da yel değirmenleri inşa edeceklerini düşünmeyin. Doğaya ait güçlerin kontrol edilmesi çok daha ince bir planda gizlidir. Ve insanlığın bir hassasiyet oluşturması için yaptığımız çağrı, elemental yaşamla ilişki kurulmasını ve her tarafımızı dolduran enerjinin kullanabilmesini sağlayacaktır. Her şey enerjidir. Bununla birlikte, bu enerjiden, yalnızca doğanın krallıklarıyla etkileşime geçebileceğiniz bir bilinç seviyesi kazandığınız zaman faydalanabileceksiniz.
 
Şu anda elemental varlıklar, bir insan görür görmez panik içinde kaçışıyorlar. Elemental yaşam, ona karşı sergilediğiniz anlayış eksikliğinizden dolayı fazlasıyla acı çekiyor. Onlar, yetişkin insanların neden öyle davrandıklarını, niçin doğa yasalarına karşı geldiklerini, İlahi prensipleri ve değerleri çiğnediklerini anlayamayan küçük çocuklara benziyorlar.
 
Bahsettiğim bu hassasiyetin kazanılması ancak, insanlığın evrimsel gelişiminin bir sonraki basamağına yükselmesiyle mümkün olacaktır. Şu an ise sizler, bir gösteriden diğerine, bir zevkten diğerine koşarak sadece illüzyonun içinde dolanıp duruyorsunuz.
 
Ruhunuz için doğayla, elementallerle ve Tanrı’yla birlikte yaratmanın yerini dolduracak, hiçbir gösteri ya da zevk, dünyanızda yoktur. İnsan yaratmak için doğdu ve bu yönüyle Tanrı’ya benzer, yaşamdan bitmez tükenmez zevkler elde edişiyle değil.
 
Durum daha karmaşık bir hal almaktadır, çünkü insanların çoğu, bu söylediğimiz basit sözleri bile algılayamıyor. Fakat zorunda kalacaksınız. Her şeyle olan etkileşimin yeni prensiplerini tekrardan öğrenmek zorunda kalacaksınız. Medeniyetinizin bir çıkmaza girdiğini görmüyor musunuz?
 
Aynı yerde dolanıp duruyorsunuz ve artık ikinci yüzyıldır hiçbir yere gitmiyorsunuz.
 
Sizlere gezegendeki durumu değiştirecek olan yolu gösteriyoruz. Ancak insanlığın bu yolda ilerleyebilmesi için, içsel doğanızı değiştirmek zorundasınız. Egonuzun en kaba tezahürlerini alt etmelisiniz: Saldırganlık, tahammülsüzlük, kıskançlık, açgözlülük ve nefret. O zaman İlahi niteliklerinizi ortaya çıkartabileceksiniz: Aşk, şefkat, merhamet, karşılıklı yardımlaşma ve karşılıklı destek.
 
Bugünkü konuşmamın amacı; düşüncenizi, üzerinde yürümek için hazırlandığınız, doğru yola yönlendirmekti, tabi eğer illüzyonun ormanlarında hiçbir iz bırakmadan kaybolmak yerine, gelişmek istiyorsanız.
 
BEN Atina Pallada.
© Tatyana Mikuşina, 2010
 
 


Kurulum Tarihi : 10/05/2011 · 23:05
Son Güncelleme : 17/12/2012 · 16:55
Kategori : Dikte XII
Sayfa Oku 8106 defa


Sayfayı Yazdır Sayfayı Yazdır     Sayfayı Yazdır Sayfayı Yazdır

^ Top ^

  Site powered by GuppY v4.5.16 © 2004-2005 - CeCILL Free License

Sayfa Üretimi 0.04 saniye