Gautama Buda
13 Aralık 2009
BEN Gautama Buda. Elçimiz aracılığıyla bir konuşma yapmak için geldim. Çünkü pek çoğunuzun kalpten bir konuşmaya ihtiyaç duyduğunu hissediyorum. Dışsal zihin sustuğunda, duygular sakinleştiğinde bir sessizlik anı meydana gelir. Ve bu anda sizler varlığımı hissedebilir ve beni anlayabilirsiniz. Bizim dünyalarımız arasında bir fark vardır. Ve bu fark o kadar büyüktür ki sizlerin Bizim Dünyamızda ikamet etme imkânınız yoktur. Geçiş yapabileceğiniz ve bizim boyutlarımıza çıkabileceğiniz ya da sizin planın titreşimlerinin çok keskin bir biçimde artacağı ve sizlerin diğer bir enerji seviyesinde var olabileceğiniz gibi dünyanızda farklı teoriler bulunmaktadır.
Ben böyle teorilerin taraftarı değilim ve insanlığın içinde bulunduğu gelişim etabında, hiçbir keskin değişimin neden arzu edilen bir şey olmadığını açıklamaya hazırım. Günlük hayatınızla ilgili bir örnek verebilirim. Kendinizi televizyonsuz, gazetesiz, dergisiz, arkadaşlarınızla bir bardak bira eşliğinde veya bir fincan çayla vakit geçirme şansına sahip olmadığınızı hayal edin. Size en yakın çevreniz, akrabalarınız olmadan, komşularınız, iş arkadaşlarınız olmadan kendinizi hayal edebiliyor musunuz? Şimdi düşünün; bütün bu şeylerin hiçbiri olmasa neyle uğraşıyor olurdunuz? Zamanınızı nasıl geçirirdiniz? Eski olan yenisiyle yer değiştirilmedikçe ortadan kaybolmaz. Bu aşikârdır. Ve eğer bir şeyi bırakırsanız, bu durumda onun yerine başka bir şey gelmelidir.
Başlangıç olarak sizler, ince dünyanın olgularına karşı daha hassas bir algı elde etmelisinizdir. Astral dünyasına ya da mental dünyasına değil daha Yüksek Dünyalara. Bu dünyalarla uyum içine girmelisiniz, onların sükûnetini hissetmelisiniz. Ahengi. Bu dünyalarda kendinizi iyi hissetmelisiniz. Başlangıçta, perdeyi hafifçe aralayarak, kısa bir süreliğine onun arkasından bakabilirsiniz. Mental düşünce ve algılara dayanmayan, sizin için yeni olan durumları hissedebilirsiniz. Bu durumlar formlara veya alışagelen algılamalara dayandırılmayacaktır. Ama yine de bu bir varoluştur, Yaradılış’ın daha Yüksek bir seviyesindeki bir varoluştur.
Bilincin diğer hallerine geçiş yapmayı ilk başlarda meditasyonlarınızda başarabilecek, daha sonra meditasyona girmeden dahi, sıradan uğraşlarınız ve ev işleriniz sırasında bile, bilincin bu hallerinde bulunabileceksiniz. Sizler bunu tek bir yaşamda öğrenemezsiniz. Pek çoğunuz bilincinizin yeni durumlarını kavrayabilmesi için birçok bedenlenmeye ihtiyaç duyacaktır. Bu gerçekten de böyledir. Ve hızlı değişimlerinden bahsedildiği zaman, bu bir devrime benzer. Bilincinizde gerçekleşen bir devrim. Ve her bir devrim sürecinde olduğu gibi bu durumda kurbanlar kaçınılmazdır. Ve insanlığın ortalama bilinç seviyesi ne kadar düşük olursa, o kadar çok kurban verilecektir.
Bir Buda olarak, insanlığa karşı çok yüksek derecede bir merhamete sahibim. Ve insanlığın Evrim Yolunda en az kayıplarla ve felaketlerle gelişebilmesi için elimden gelen her şeyi yapacağım. Gelişiminizin doğal tempolarla, kritik sıçramalar olmadan gerçekleşmesi için ben gerçekten de kendimi feda etmeye hazırım. Bunun için de gelecek Karmik Kurul toplantısında kendi görüşümü bildireceğim. Ve öyle düşünüyorum ki; bu kâinatın Yüksek Kozmik Konseyi üyeleri de benim düşüncemi dikkate alacaklardır.
Birkaç yüzyıl süre boyunca devam ettirmeyi başardığımız çok az hissedilen bir denge vardır. Ve Dünya’daki durumun kontrol dışına çıktığının her seferinde, onu güvenli bir yöne yönlendirmek becerilmiştir. Bu şimdiye kadar başarılmıştır. Şimdi nasıl olacağını ise göreceğiz. Etrafınızdaki bütün dünya yıkılmaya başladığında dahi, dua bilinç durumunda kalmaya ve barışınızı korumaya hazır olduğunuzda bu çok doğru bir pozisyondur. Bu gerçekten doğru bir pozisyondur. Çünkü geçiş anında, fiziksel bedeninizi bıraktığınızda, içinde bulunduğunuz bu bilinç durumu evriminize devam edeceğiniz titreşim düzeyini tayin eder. Bu yüzden, en kritik durumlarda mümkün olabildiğince sükûneti korumak çok önemlidir.
Yükselmemiş insanlığa gelişimi ile ilgili planlar daha önce hiç söylenmemiştir. Ve Hakikati söyleyen Peygamberler olmuşsa bile, bu Hakikat öyle şifrelenmiştir ki; iki şekilde anlaşılabilir. Aynı biçimde ne tam tarihlerin, ne de olası olayların size ilan edilmeyeceğini söyleyebilirim. Tam tarihler hakkında konuşanlar ve tüm senaryoyu betimleyenler ise kandırıyorlardır. İnsan uygarlığının Gelişim Yolunda öngörülemez bir unsur bulunmaktadır, fakat şimdiye kadar Yükselmiş Varlıklar, dengeyi korumayı ve insanlığı bazen içine atlamayı çok uğraştığı uçurumun kıyısında onu tutmayı daima başarmışlardır.
Acele etmeyin. Bu kâinatın Yükselmiş Üstatların bakış açısına göre ebediyet sizlerin önünüzde durmaktadır. Ve bu ebediyeti, ebedi huzuru ve ebedi mutluluğu ne derecede hissedebileceğiniz, insanlığın gelecekteki Gelişim Yolunu tayin edecektir. Ruh’un büyük başarıları hiçbir zaman insan kalabalıklarının arasında meydana gelmemiştir. Ruh’un bütün zaferleri, sessizlik içinde mum ışığında ve dualar eşliğinde kazanılmıştır. Sizler, sizi Yukarıya götüren merdivende kendi içinizde yükseliyorsunuz. Tarihin bilinen örnekleri, buz dağının suyun üstünde kalan yalnızca küçük bir parçasıdır. Ve insanlık bu bireysel örneklere göre kendi rotasını ayarlama şansına sahiptir.
Yalnızca tek bir İsa vardı. Bununla birlikte, O’nun ruhunun zaferi şimdi bile arayış içerisinde olan pek çok kişiye yön vermektedir. Ama Ruh’un zaferinin gerçekleşmesi için, yıllar ve yıllar süren hazırlıklar ve önceki birçok bedenlenmeden gelen tecrübeler gerektirmiştir. Siz de öyle: Ruhsal gelişiminiz için gerekli olan şeyi kendi dışınızda aramayın. Kendi içinizde arayın: ebediyete götüren kapı oradadır. Dünya’nın mevcut durumu ve ruhsal arayışlarınızın yönü hakkında bir Öğreti verdim.
Gautama Buda