Mesajların etkileri üzerine bir sohbet

Üstat Kuthumi

14 Ocak 2010

 

BEN Kuthumi. Sizlere tekrar geldim. Ve bugün, sizlere ayak bağı olan o içsel nitelikleri aşmanız hakkındaki sohbetimize devam edeceğiz. Evet, sevgililerim, ne yazık ki sizler kusurlu dünyada bulunuyorsunuz ve dolayısıyla bu dünyanın kusurluluğunu paylaşmak zorundasınız. Bu yüzden bahsettiğimiz çok basit şeyleri anlamak sizlere çok zor geliyor. Ve birçoğunuz, yeni olarak ne söylediğimizi ve daha ne kadar aynı şeyleri konuşup duracağımız konusunda şaşırıyor.

Bilinciniz öyle bir şekilde organize edilmiştir ki; Bilincinizde somut değişiklikler olabilmesi için, aynı Hakikati defalarca dinlemeniz gerekiyor. Ve bu Hakikat size, zaten onu biliyormuşsunuz gibi görünse dahi, sadece bu Hakikati anlayabilmek için değil, aynı zamanda onu yaşamınızda gerçekleştirmek için de kişisel çabalarınızı ortaya koymalısınız.

Bana ve dünya insanlığıyla çalışma tecrübeme güvenin. Ve Mesajlarımızdan yeni hiçbir şey almıyormuşsunuz gibi görünse dahi, acele hükümler vermeyin.

Bizler Mesajlarımızla nasıl çalışılmasına ilişkin tavsiyelerimizi devamlı tekrarlıyoruz. Yine de tavsiyelerimizi yerine getirmeyen birçok insan tanıyorum. Mesajlarımızla dikkatle çalışılması ve mesela bir sabah bir de akşam olmak üzere günde iki Mesajdan fazla okumanızın istenilen bir şey olmadığı hakkında defalarca konuştuk. Her bir Mesaj, o Mesajları veren farklı Üstatlar’ın enerjilerini içerir. Ve bazı zamanlar enerjiler yüksek bir plana ait olmazken, bazen de Varoluşun çok yüksek bir planına ait olabilmektedirler. Eğer sizler değişik Mesajları ardı ardına okumaya başlarsanız, organizmanızı çok büyük bir gerilime maruz bırakırsınız. Dış bilinciniz tehlikeyi fark edemeyebilir çünkü somut zihniniz yalnızca Bilgi içeren verilerle çalışmaya alışmıştır, bu yüzden de Mesajların enerjitik içeriğini hesaba katmayacaktır.

Sizlere şu örneği vereyim. Vücudunuz yiyeceğe ihtiyaç duyar. Aç ya da susuzken bir parça ekmeği yediğinizde veya bir bardak temiz su içtiğinizde, organizmanız tatmin olur.

Şimdi ise bol miktarda yiyeceği, tamamen gelişi güzel tükettiğinizi ve yanında sınırsız sayıda içecek içtiğinizi düşünün. Birçoğunuzun bol ziyafetlere ve oburluğa kendilerini kaptırarak, yaşamlarında böyle davrandıklarını biliyorum. Fakat ertesi gün bu kontrolsüz yeme- içmeler yüzünden kendinizi kötü hissetmiyor musunuz? Birbiriyle uyumlu yiyecekler olduğu gibi, birlikte tüketilmemesi gereken yiyecek türleri de vardır. Bununla beraber, insanlığın büyük çoğunluğu o kadar düşük bir enerji düzeyinde bulunuyor ki; Binlerce yıl önce bilinen ve bütün bilge insanlar tarafından uygulanan bu basit gerçekleri bile anlayamaz.

Farklı Üstatlar’a ait bir sürü Mesajı okuduğunuz zaman, kontrolsüz yiyecek yüzünden meydana gelen hazımsızlığa benzer bir hazımsızlığın aynısı bilincinizde olabilir.

Mesajlarımızı okumaya çok dikkatli bir şekilde yaklaşmak zorundasınız, aksi takdirde, içsel huzursuzluk, hoşnutsuzluk hissetme riskini doğurursunuz ve hepsinden kötüsü tüm memnuniyetsizliğinizi Elçimize ya da Üstatlar’a yönlendirirsiniz.

Her bir Mesajı okumak için çok dikkatli bir şekilde kendinizi hazırlamalısınız. Mesajı okumaya başlamadan önce müzik yardımıyla, Üstatlar’ın tasvirleri yardımıyla veya meditasyonla veya bir dua okuyarak, Mesajı veren Üstad’a uyumlanmak zorundasınız. Bu yol ile enerjilerinizi düzenlersiniz, bilincinizi yükseltirsiniz ve böylece Mesajlar sizlere faydalı olacaktır.

Sizlere başka bir örnek vereyim. Güneş bütün insanlara ve yaşayan tüm canlılara ışık saçıyor. Güneş enerjisini akıllıca kullanan insanlar mevcuttur. Güneşin altında belli bir süre kalırlar, sonra bir ara verirler ve tekrar kendilerini güneşin ışınlarının okşayışlarına bırakırlar.

Daha farklı bir insan kategorisi de vardır ki; Sabahtan akşama kadar kumsalda, kızgın güneşin altında kalırlar, ertesi gün ise ateş basması ve güneş yanıklarından zarar görürler.

Bu yanıklarınız için kimi suçlamak gerekiyor? Güneşi mi? Sanırım cevap belli. Güneş enerjisinin yanlış kullanımından dolayı suçlanacak tek kişi sizsinizdir.

Mesajlarımızın içerdiği enerji bu kadar aşikar bir etki göstermez ancak hala, bir düzine Mesajı bir çırpıda, meselenin özüne inmeden ve her bir Mesajı okumadan önce kendilerini uygun biçimde uyumlamadan okuyan hatırı sayılır miktarda birey mevcuttur. Etkisi ise vakti gelince görülüyor. Bir süre sonra onlar kızgınlık hatta öfke hissetmeye başlıyorlar.

Bu duyguları hissettiğiniz için kimi suçlamak gerekiyor? Elçiyi mi? Üstatları mı? Sanırım cevap belli. Üstatlar’ın tavsiyelerini kulak ardı etmenizden dolayı kendiniz dışında hiç kimseyi suçlayamazsınız. Dünyanızdaki her şeyde olduğu gibi bizim Mesajlarımızın da iki türlü bir etkisi vardır. Bazı insanlar Mesajlarımızın okunması sayesinde pürüzsüz bir aura elde ettiler, uzun yıllardır auralarında var olan o kusurlar ortadan kaybolup gittiler. Daha dengeli ve dost canlısı oldular. Aileleriyle ilişkileri daha düzgün hale geldi. Ruhlarına ve evlerine huzur hakim oldu.

Diğerleri ise tam tersine, Mesajlarımızı okuduktan sonra öfke, nefret ve düşmanlık hissediyorlar. Auraları günden güne eriyor ve tek kelimeyle kendi kendilerini mahvediyorlar.

Sevgililerim, bizler sizin için İyi olanı, Aşkı ve Uyumu istiyoruz. Bütün bunların hepsini Mesajlarımız sayesinde elde edebilirsiniz. Fakat sizin içinizde, Mesajlarımızın içerdiği enerjiyi ya iyiye ya da kötüye yönlendiren bir vana vardır. Dünyanızda her şey, sevgililerim, iki yönlü  bir etkiye sahiptir. Ve içinizde sizleri ya neşe içerisinde, Evrim Yolu boyunca yürüten ya da sizleri patikadan dışarıya atan bir mekanizma mevcuttur.

Bugün, çok önemli bir konuşma yapma fırsatını elde ettim. Ve umarım bu konuşma, Mesajlarımızı okuyan birçok insan için güncelden de öte daha da fazlası olacaktır.

 

BEN Kuthumi, yardıma İhtiyacı olan ve yardım dileyen herkese yardım etmeye daima hazırım

 

KAPAT